5. Gün: Jaipur

Pink City

Şehir turu yapmak istiyoruz. Gezilecek yerleri hemşireye söyleyince onun da kafasına yatıyor. Haritaya göre tarihi kent merkezi Pink City‘ye (Pembe Şehir) bir saatten kısa yürüyüş mesafesindeyiz. Yürüyerek ulaşım, hem yön duygusu kazandırıp sağını solunu daha çabuk kavramanı sağlıyor hem de ve daha önemlisi farklı mahallelerden geçerek şehir insanlarının gündelik hayatlarına tanıklık etmeye yarıyor. İkimiz de özellikle tanımadığımız şehirlerde yürümeyi sevdiğimizden etabı yaya olarak gerçekleştirmeye karar veriyoruz.

Geniş caddelerden, ara sokaklardan geçiyoruz. Yolların bir kısmı asfaltlanmamış, inişli çıkışlı, çukurlu, çoğunlukla kaldırımsız. Öncelik yine motorlu araçların. Birkaç kere trafik lambasına rastlıyoruz. Pink City‘ye yaklaştıkça insan kalabalığı da araç trafiği de artıyor. Kimi zaman trafikte sıkışmış araçların yanından tek sıra halinde yengeç gibi yürüyerek ilerlerken yaya trafiği bile tıkanıyor ve bekliyoruz. Muazzam bir kalabalık ve trafik gürültüsü var. Hava sürekli tozlu. Bazı Batılı turistler hava kirliliğinden çok etkilendiklerini söylüyorlar; maskeyle gezenler var. Biz herhalde şerbetliyiz. Yine de hafif de olsa boğazımda bir acılık hissettiğimi, zaman zaman da gözlerimin yandığını söylemem gerek. Belki maske değil ama yanımda göz damlası olsaymış çok işe yararmış.

Pink City‘nin devasa kapılarından geçmek ve içeride ilerlemek günün en zorlu etabı. Bir yandan insanları seyredip bir yandan yürüdüğün yolda suya, çamura basmamak için adımına dikkat etmek, benim durumumda bir yandan da haritayı takip edip doğru yolu tutturmak, tepemdeki güneşin yakıcılığıyla beraber zorluyor. Arada durup fotoğraf çekmekten de vazgeçmiyorum. Makinanın LCD ekranını net görebilmem için ayrıca güneş gözlüklerimi çıkarıp diğer gözlüklerimi takmam gerekiyor. Kalabalık içinde olmanın da etkisiyle bunalıyorum. Hemşire rahat rahat etrafını seyrederek ilerliyor. Ne yöne gittiğimiz konuları bir şekilde benim sorumluluğum oldu! Bu işe biraz canım sıkılsa da çok da üstünde durmuyorum. Nereden nereye nasıl gidileceğini öğrenmek konusunda takıntılı olan benim ne de olsa.

Jaipur, Pink City, kapı
Pink City giriş kapılarından biri, Jaipur, Aralık 2018
Hawa Mahal ve Jantar Mantar

Ziyarete Hawa Mahal‘le başlıyoruz. Giriş 200 Rupi. İsminden da anlaşılacağı gibi Rüzgar/Hava Sarayı anlamına gelen Hawa Mahal, pembe kum taşından, Tanrı Krishna’nın tacına benzetilerek, XVIII. yüzyılda Jaipur şehrinin kurucusu kral Sawai Pratap Singh tarafından yaptırılmış. Beş katlı yapının en dikkat çekici özelliği üç yüz tane penceresi. Yazıldığı kadarıyla kral, Pink City adını alan ve Hindistan’ın plana dayanarak kurulan ilk kenti Jaipur’un ana caddesine bakan bu pencereleri, saray kadınları mahremiyetleri içinde dışarıyı izleyebilsinler diye tasarlatmış. Pencerelerin çoğu şimdi her ne kadar kapalı dursa da içeride daimi bir hava akımı var. Saraya adı bu özelliğinden dolayı verilmiş.

Binanın içindeki geniş avlular arasından, alçak kapı ve geçişlerden kıvrıla kıvrıla çıkan merdivenlerle en üst kata ulaşılıyor ve buradan harika şehir manzarası görülüyor. Avlular ve katlar arasındaki geçişler ve merdivenler ne kadar alçak ve darsa, pencereler ve en üst kattaki oturma alanı ne kadar oylumluysa, binanın farklı teraslarında yer alan avlular da o kadar geniş, ferah ve geometrik şekiller barındırıyor. Ben en çok bu geniş avlulardan etkilendim; fotoğraf çekmeye doyamadım.

Hawa Mahal‘den çıkıp 15 dakikalık yürüme mesafesindeki Jantar Mantar‘a gidiyoruz. Kelime anlamıyla “hesap aleti” demek olan Jantar Mantar, astrofiziğe de meraklı yine kentin kurucu kralı tarafından yaptırılmış bir gözlemevi. Taş ve mermerden inşa edilmiş devasa boyuttaki cihazlarla yıldızlar, takım yıldızlar, gezegenler gözlemlenebiliyor. Geometrik biçimli bu gözlem yapıları, keyifle gezilen, sakin, sessiz, geniş bir parkın içinde yer alıyor.

Jaipur, Hawa Mahal
Hawa Mahal, Jaipur, Aralık 2018
Jaipur, Hawa Mahal
Hawa Mahal, Jaipur, Aralık 2018
Jaipur, Hawa Mahal, teras
Hawa Mahal teras, Jaipur, Aralık 2018
Jaipur, Hawa Mahal, teras, detay
Hawa Mahal teras detay, Jaipur, Aralık 2018
Jaipur, Hawa Mahal'den Jantar Mantar
Hawa Mahal’den Jantar Mantar manzarası, Jaipur, Aralık 2018
Jaupir, Jantar Mantar, Sasthamsa
Sasthamsa, Jantar Mantar, Jaipur, Aralık 2018
Jaipur Sokakları ve Hindu Tapınağı

Jantar Mantar‘dan çıktıktan sonra tarihi kent merkezinin dar ve kalabalık sokaklarında ilerliyoruz. Kimi yere serilen örtülerin üstünde, kimi tezgâhlarda işportacılar bir şeyler satıyor; zerzevat, adak çiçekleri, biblo, ıvır zıvır. Yiyecek satılan tezgâhlar da var ancak bunlardan gelen kokular pek de iştah açıcı olmadığı için denemek aklımızdan bile geçmiyor. Revaklı binaların girişlerinde sıra sıra dizilmiş irili ufaklı dükkânlarda bin bir çeşit eşya satılıyor, her yer renk cümbüşü.

Yolumuz üstüne bir mandir (Hindu tapınağı) çıkınca fırsattan istifade, yüksek kapısından geçip içerideki geniş avluya giriyoruz. Ayakkabılarımızı emanete bıraktıktan sonra gezinmeye başlıyoruz. Kapalı alan bulunmayan iç avlu epeyce kalabalık. İnsanlar ilahi söylüyor, ilahinin bazı yerlerinde ellerini havaya kaldırıyorlar. Sadece üstü kapalı iki salon var. Birinden diğerine ayağımızda çorapla yürüyerek geçiyoruz. Bazıları ayakkabılarını çıkarmamış. İkinci salona geçiyoruz. Buranın girişinde sol tarafta uzunca bir masa var; isteyenlerden bağış toplanıyor. Sağdaki geniş bölümün ortasında, üzeri kavuniçi bezle kaplanmış üst üste duran ve strafor izlenimi veren kutular büyük bir kare oluşturacak şekide yerleştirilmiş. Bu kutuların bazılarının aralarında duran tezgâhlarda mumlar yanıyor. İnsanlar bu büyük karenin etrafında hızla yürüyor; bir tür tavaf. Gezdiğimiz bu Hindu tapınağı oldukça sade; semboller basit eşyalardan oluşturulmuş şekillerden ibaret.

Mandirden çıkıp Pink City‘nin kapılarından birine doğru yürüyoruz. Karnımız fena halde acıktı. Daha önce harita üstünde işaretlemiş olduğum restoranı ararken yolumuz üstüne çıkan ve Moğol mutfağı sunan bir lokantayı beğenerek girmeye karar veriyoruz. Beyaz üniformalı garsonların tecrübeli tavırlarıyla ambiyansa kibarlık kattığı restoranda fiyatlar ucuz olmamakla birlikte bu şıklıkta bir yer için çok da pahalı sayılmaz; iki tabak yemek ve iki biraya 2500 Rupi ödüyoruz.

Restorandan çıkışta akşam da açık olan pazarları görme isteğiyle yeniden tarihi kentin kapılarından içeri girip kapılara yakın sokaklarda bulunan Nehru ve Bapu Bazaar‘ın rengarenk dükkânlarının önünden geçiyoruz. Cezbedici paşminalar, sariler, örtüler, yastık kılıfları… Günlük ihtiyacımız için birkaç tane şalvar alıyoruz. Sarilere bakıyoruz ancak o kadar yorulmuşuz ki canımız ne pazarlık yapmak istiyor ne de alışveriş. Saatlerdir yürümekten ikimizin de ayaklarına kara sular inmiş. Bir tuktukçu çevirip kısa süren bir pazarlıkla 150 Rupiye anlaşıp Jaipur’un korna sesleriyle inleyen caddelerinden etrafımızı seyrede seyrede 15 dakika sonra otele varıyoruz.

Jaipur, Pink City, sokak satıcısı
Sokak satıcısı, Pink City, Jaipur, Aralık 2018
Jaipur, Pink City, Mandir
Mandir girişi, Pink City, Jaipur, Aralık 2018

About the author

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir